İnsan çoğu zaman hayatını yalnızca kendi seçimlerinin sonucu sanır. Aldığı kararların, yaşadığı mutlulukların ya da hayal kırıklıklarının tamamen kendisine ait olduğunu düşünür. Ancak Thomas Mann’ın Büyülü Dağ’da söylediği gibi insan, sadece kendi kişisel hikâyesini yaşamaz; yaşadığı çağın izlerini de istemeden üzerinde taşır. Çünkü birey, toplumdan ve zamandan bağımsız bir varlık değildir.İçinde bulunulan dönem, insanın düşünme biçimini ve hayata bakışını belirler. Kimi zaman farkında olmadan çağın korkularını benimser, kimi zaman da çağdaşlarının umutlarını paylaşırız. İnsan tek başına yaşadığını zannetse bile aslında aynı dönemi paylaştığı insanlarla ortak bir ruh hâlini solur. Bu nedenle bireyin hayatı, kendi sınırlarını aşar ve toplumsal bir anlam kazanır.Bence bu cümle, insanın sorumluluğunu da hatırlatır. Eğer yaşadığımız çağın bir parçasıysak, onun sorunlarına da tamamen yabancı kalamayız. İnsan yalnızca kendisi için değil, aynı zamanda içinde yaşadığı toplum için de düşünmek ve hissetmek zorundadır. Thomas Mann, bu sözle bireyin hem kendine hem de zamanına karşı sorumluluğu olduğunu vurgular.
11/D 1428
Eylül Eylem Tamet
Yorumlar
Yorum Gönder