"Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar..."

                                                                                                                             [Berra Ada Taş 11-D ]


İnsanlar ne kadar tek başına yaşadıklarını sansa da aslında böyle değil. Ne kadar farketmesek de attığımız her adımda, verdiğimiz her kararda yaşadığımız çağ bizi bir yerden tutuyor. Çünkü aslında insan sadece kendi hayatının başrolü değil; aynı zamanda yaşadığı zamanın bir figürü, tanığı ve de bazen kurbanıdır. 

Mesela benim korkularım sadece bana ait değiller. Kaygılarım,gelecek endişem, güvenmekte zorlanışım... Bunların hepsi yaşadığım bu dünyanın bu çağın bana bıraktığı izleri. Biz ne kadar bu durumun ister bilincinde olalım ister olmayalım  bunları yaşıyoruz. 


Birde şöyle bir şey var insan farkında olmadan başkalarının hayatlarını da sırtında taşıyor. Arkadaşlarının anlatamadıkları, sokakta gördüğün kötü halde ki biri ya da hayatımız her yerinde olan sosyal medyada kan donduran bir haberle karşılaşmamız. Bunların hepsi farketmeden içimizde bir yerlere dokunuyor. Mesela böyle bir durumda ben sadece ben olmuyorum işte; biraz onlar biraz bu çağ, biraz da kendi belirsizliğim oluyorum. İstesem de kaçamıyorum bundan, kimse kaçamıyor herkes bunu yaşıyor zaten. 

Bence bu durumun en zor kısmı kendi hislerimizle çağın gürültüsünü ayırmak. Hangisi bize ait, hangisi bize yüklenmiş, hangisi çağın yansıması, çoğu zaman bunları ayırt etmekte zorlanıyoruz. Ama ben şunu düşünüyorum: İnsan tek başına yaşadığını zannetse bile kalabalık bir zamana aittir. Ne kadar o kalabalığın içinde kendini tek başına zannetse de bu böyledir. Ve aslında hepimiz bütün bu karmaşanın arasında hem kendimizi hem de yaşadığımız çağı yaşamaya çalışıyoruz.

                                                                                                                       [Berra Ada Taş 11-D 619]

Yorumlar

Popüler Yayınlar (11D)