İnsan çoğu zaman hayatı yalnız başına yaşadığını düşünür. Aldığı kararların, hissettiği duyguların ve kurduğu hayallerin sadece kendisine ait olduğunu sanır. Ancak “Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar.” sözü, insanın aslında bu kadar yalnız olmadığını gösterir.
İnsan, doğduğu andan itibaren bir çağın içine düşer. O çağın sorunları, düşünceleri ve değerleri farkında olmadan insanın bilinçaltına işlenir. Kimi zaman bir toplumsal olay bizi üzüyorsa ya da hiç tanımadığımız insanların yaşadıkları bizi etkiliyorsa, bunun sebebi ortak bir çağı, ortak bir yaşamı paylaşıyor olmamızdır. Bu duygular, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsaldır.
Felsefi olarak bakıldığında insan, sadece kendisi için var olmaz. Başkalarıyla birlikte yaşar, başkalarının hayatlarına dokunur. O hayatlarda bazen önemli bazen önemsiz rol oynar ve onlardan etkilenir. Sessiz kaldığı anlar bile yaşadığı çağla kurduğu bir ilişkidir. İnsan, zamanın dışında duramaz; zaman, zamanın şartları, gereksinimleri onun düşüncelerini şekillendirir.
Sonuç olarak insan, kendi hayatını yaşarken aynı zamanda çağının bir parçası olur. Kendi yolunu çizerken, başkalarıyla aynı yolda yürüdüğünü fark eder. Belki de insanı anlamlı kılan şey, bu ortak yürüyüştür.
Ali Kerem Yaman 11D 121
Yorumlar
Yorum Gönder